Gaslighting’in ne olduğunu ilk kez duyduğumda, bu kavramın benim yaşadığım bazı şeylerle bu kadar örtüşebileceğini hiç düşünmemiştim. Ama öğrendikçe, “Bu bendim” dedim. Yıllar içinde, hiç farkında olmadan bu manipülasyonun tam ortasında kalmıştım.
Peki nedir bu Gaslighting?
Gaslighting, bir kişinin karşısındakini sistematik olarak gerçekliğinden şüphe ettirmesiyle tanımlanıyor. Bu bir çeşit psikolojik manipülasyon. Yani biri, bilinçli bir şekilde sizi kendi hislerinizden, algılarınızdan ve hatta hafızanızdan kuşku duymaya itiyor. Size “abartıyorsun”, “öyle olmadı ki”, “hassas davranıyorsun” gibi cümlelerle kendinizi sorgulatıyor. Ve bu, zamanla benliğinizin zedelenmesine, öz güveninizin kırılmasına yol açıyor.
Kurgulanmış Roller, Gerçek Dışı Suçlamalar
Benim yaşadığım deneyimde, karşımdaki kişi bazen “aptal” rolüne bürünüyor, hiçbir şeyi hatırlamıyormuş gibi yapıyordu.
Ama ne zaman ki bana dönerdi, birden rol değişirdi:
“Sen yetersizsin”,
“Senin problemlerin asıl mesele”,
“Sorun sende.”
Cümleleriyle beni bombardımana tutuyordu.
Oysaki ben ve beni gerçekten tanıyan herkes tam tersini düşünüyorduk. Onun kurduğu bu sahne, aslında sadece kendi başına oynadığı bir oyundu. Beni bastırmaya çalışıyordu ama artık bu oyunu görebiliyordum.
Gaslighting Kötü Niyetlidir
Gaslighting yapan kişi genellikle yalnızca kafası karışık biri değildir. Kötü niyetlidir.
Neyi, nereden vurursa sizi en çok sarsacağını çok iyi bilir.
Size açtığınız yaraları, ona duyduğunuz güveni, geçmişteki korkularınızı, hayal kırıklıklarınızı tek tek arayıp bulur. Ve sonra sizi tam oradan vurmaya başlar. Bu bir hata değil, bilinçli bir tercihtir. Sessizce yapılan ama içten içe çürüten bir şiddet biçimidir. Ve sonra sizi tam oradan vurmaya başlar. Bu bir hata değil, bilinçli bir tercihtir.
Gaslighting yapan kişi bazen kendi en değerli varlığının bile bile mutsuzluğuna sebep olacak kadar acımasız, kin ve nefret dolu ve umursamaz olabilir.
Bu kişiler için karşısındakinin zarar görmesi, kendi egosunun tatmininden daha önemsizdir. Hatta zarar vermek istedikleri kişilerin duygusal çöküşü, onlar için bir güç gösterisine bile dönüşebilir.
Güven Yok — Ve Bu Bir Zafer
Güven, dürüstlük ve sorumluluk üzerine kurulur.
Ama geçmişte yaşadığım şeyler bana, söylenilenlere değil, yalnızca eylemlere bakmam gerektiğini öğretti.
Ben her zaman olduğu gibi hislerime güvenmeye devam ediyorum. Sezgilerime, iç sesime ve sınırlarıma…
Kimse beni, kendimden şüphe ettiremeyecek kadar güçlüyüm.
Son Söz
Eğer sen de zaman zaman kendini sürekli suçlu hissediyorsan…
“Acaba ben mi yanlış anladım?”, “Ben mi sorunluyum?” diye düşünüyorsan — bir dur.
Çünkü belki de seni sen olmaktan uzaklaştırmaya çalışan biri vardır yanında.
Ve unutma: Kendi gerçekliğini savunmak, en büyük özgürlük adımıdır.
Leave a Reply